Max Original yapımı Kaosun Anatomisi, karanlık atmosferi ve sürükleyici gerilimiyle izleyiciyi farklı bir dünyanın eşiğine getiriyor. Suç, drama ve aksiyon öğelerinin iç içe geçtiği dizi, acil serviste görev yapan idealist doktor Ozan ile Türkiye’nin en güçlü yasa dışı liderlerinden Kenan’ın yollarının beklenmedik biçimde kesişmesiyle başlıyor. Bu kesişme, karakterlerin geçmişlerinden kopup gelen gerilimli bir dönüşümün kapısını aralıyor.
Başroldeki Aytaç Şaşmaz, Ozan karakterini adalet peşinde koşan bir doktor olarak tasvir ediyor; ancak bu yol onu bir mahkuma dönüşen bir figüre dönüştürüyor. Şaşmaz, dönüşüm sürecinin bir iç hesaplaşma olduğunu vurgulayarak, gerçeklerin peşinden koşarken karşılaştığı zorlukları samimi bir dille anlatıyor: “Bir doktor olarak başladığı yolda cezaevine düşen bir mahkuma dönüşüyor. Doğrunun ve gerçeğin peşinden koşarken canını ortaya koyuyor.”
Ardından gelen süreçte Deren karakteriyle karşı karşıya kalan Deren, eski düzenin baskılarına meydan okunmasını temsil ediyor. Serra Arıtürk, Deren’i sevgiye ve yalnızlığa dair evrensel bir mücadele olarak tanımlıyor ve kadının kırılma anlarını var olma mücadelesiyle ilişkilendiriyor: “Deren’in kırılma anlarını bir kadın olarak var olma mücadelesiyle ilişkilendiriyorum. Onu en çok besleyen şey daima gizlemeye çalıştığı sevgi açlığı ve yalnızlığı.”
Sahnede ve oyunculukta kurdukları bağı içtenlikle paylaşan ikili, değişimin korkuyla değil, merakla karşılandığında kendi içlerinde yeni bir benlik ortaya çıkacağını ifade ediyor. Şaşmaz, “Her dönüşümde yeni bir ben tanırım” diyerek değişimi karşılamanın heyecanını aktarıyor; Arıtürk ise sahne deneyiminin kendisine kazandırdığı dürüstlük ve cesareti vurguluyor: “Sahnede olmanın bana kazandırdığı en güzel şey dürüstlük ve korkusuzluk oldu.”
Kaosun Anatomisi, adaletin, vicdanın ve sevginin sınırlarını sorgulayan bir atmosfer sunuyor. Güçlü oyunculuklar ve çarpıcı bir duygu dünyasıyla bu sezonun en iddialı yapımlarından biri olmaya hazırlanıyor. Röportajın tamamı HELLO dergisinin yeni sayısında sizlerle.
